Başlatanlar

Profesör Arthur Caplan

Mitty Biyoetik Profesörü, NYU Grossman Tıp Fakültesi Direktörü, ABD Arthur Caplan, tıp etiği alanında tanınmış bir profesör ve araştırmacı olup, nakil tıbbında etik konusunda çok sayıda yayını bulunan bir uzmandır. Dr. Caplan, New York Üniversitesi Langone Tıp Merkezi'nde Biyoetik Bölümü'nün başkanıdır. Philadelphia'daki Pennsylvania Üniversitesi Perelman Tıp Fakültesi'nde Tıp Etiği Bölümü'nün eski başkanı ve Sidney D. Caplan Biyoetik Profesörü olarak görev yapmıştır.

Theresa Chu, UDCPFOH İdari Komite Başkanı

Theresa Chu, bir uluslararası insan hakları avukatı ve Zorla Organ Toplama ile Mücadele ve Önleme Evrensel Bildirgesi İdari Komitesi Başkanıdır. 1999 yılında Falun Gong'a karşı zulmün başlamasından bu yana, mağdurları ücretsiz olarak savunmuş ve eski Çin Parti Şefi Jiang Zemin ve organ toplama suçlarına karışan diğer ÇKP yetkililerini dava etmek için açılan davalarda aktif olarak yer almaktadır.

UDCPFOH,beş öncü STK tarafından ortaklaşa başlatılmıştır:

Tanıtım

Aşağıdaki açıklamalarla, başlatıcı kuruluşlar, tüm dünya insanlarını öne doğru adım atmaya ve UDCPFOH'u desteklemeye çağırıyor:

  1. II. Dünya Savaşı, insanlığa telafisi mümkün olmayan acılar ve kayıplar yaşattı. Aynı zamanda, uluslararası ceza hukuku tarafından en ağır suçlar arasında kabul edilen barbarca insan hakları ihlallerini "soykırım suçu", "işkence suçu" ve "insanlığa karşı işlenen suç" olarak cezalandırılması için uluslararası ceza adalet sistemini harekete geçirdi. Ağır insan hakları ihlalleri gizlilik ortamında devam etmekte ve totaliter rejimler tarafından kullanılan siyasi ve ekonomik etkilerle kolayca görmezden gelinmektedir. Sonuç olarak, yeni ölümler ve anlatılmamış acılar son bulmuyor. Milyonlarca insanı etkileyen en şeytani suçlardan biri olan ÇKP tarafından zorla organ toplanması bu tür bir vahşettir.
  2. Yıllar boyunca, uluslararası kuruluşlar, insan hakları grupları ve hükümetler tarafından yürütülen araştırma raporlarının yanı sıra uzman analizleri, zorla organ toplama kurbanlarının en büyük kısmının Falun Gong olduğu sonucuna varmıştır. 2019 yılında Londra'da kurulan bağımsız “Çin Mahkemesi,” Çin'de tutukluların organ nakli için organlarının alınarak öldürülmesinin devam ettiğini ve başlıca kurbanların hapsedilen Falun Gong ve Uygurlar olduğunun makul şüphelerin ötesinde kanıtlandığını belirtmiştir.
  3. II. Dünya Savaşı sırasında işlenen suçlar, insan haklarına ilişkin birçok önemli uluslararası sözleşmenin kabul edilmesiyle sonuçlanmıştır. Savaşların ve ihlallerin insan haklarını, özgürlükleri ve adaleti yerle bir ettiği 20. yüzyıl boyunca, uluslararası toplum temel insan haklarının korunmasına yönelik görüş birliğini bildirgeler ve uluslararası sözleşmeler şeklinde pekiştirmiş ve bunları dünya çapında uygulamaya koymuştur. UDCPFOH, son 70 yılda insan haklarına ilişkin en önemli uluslararası sözleşmelerde temsil edilen temel standartları açıkça desteklemekte ve bu standartları yol gösterici ilkeler olarak kullanmaktadır. Bu sözleşmeler arasında İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (1948), Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi (1966), İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme (1984), Biyoloji ve Tıbbın Uygulanmasıyla İlgili İnsan Haklarının ve İnsan Onurunun Korunmasına İlişkin Sözleşme: İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi (1997), ve İnsan Organları Ticaretine Karşı Avrupa Konseyi Sözleşmesi (2015) yer almaktadır.
  4. Zorla organ toplama, yalnızca Falun Gong uygulayıcıları ve Uygurlar gibi etnik azınlık grupların "temizlenmesi" ve soykırımını gerçekleştirmek için değil, aynı zamanda, büyük bir ekonomik kâr elde etmek için de kullanılmaktadır. Böyle bir kâr, organ naklinin yanı sıra uluslararası organ satışı, organ nakli turizmi ve organ komisyonculuğundan elde edilmektedir. Bu nedenle, zorla organ toplama ile mücadele etmek ve önlemek için, uluslararası ve ulusal düzeyde eş zamanlı olarak çaba gösterilmesi gerekmektedir.
  5. UDCPFOH ulusal düzeyde, tüm hükümetlerin zorla organ toplamayı iç hukuklarında suç haline getirmek ve bu suçtan sorumlu olanları katı bir şekilde cezalandırmak için gerekli yasal ve diğer tedbirleri almasını ve yargının her türlü suçun etkili bir şekilde soruşturulmasını ve kovuşturulmasını başlatmasını ve sağlamasını öngörmektedir. Tüm hükümetlerin idari sistemleri, zorla organ toplamaya doğrudan veya dolaylı olarak katıldığı bilinen herhangi bir kişinin ülkeye girişini yasaklamalı, kendi tıp uzmanlarını Çinli doktorları ya da sağlık personelini organ nakli cerrahisi konusunda eğitmekten caydırmalı ve tıp dergilerini organ nakli tıbbında "Çin deneyimi" ve benzeri konulardaki yayınları reddetmeye teşvik etmelidir. Bu arada, her ülke zorla organ toplamanın hukuka aykırılığı konusunda halkın farkındalığını artırmalıdır. UDCPFOH, yasa dışı yollardan elde edilen insan organlarıyla alakalı bilgilerinin toplanması, analizi ve değişimi ile zorla organ toplama ile ilgili suistimallerin soruşturulması konusunda uluslararası iş birliğini vurgulamaktadır.